Define Adası (uzun)
Define Adası Robert Louis Stevenson |
Kitap Özeti: Babam, annem ve ben İngiltere’nin batı sahillerinde, küçük bir kasabada, küçük bir hanı işletiyorduk. Ben, on on iki yaşlarıdayken, bir gün hana iri yarı, kir pas içinde, suratında yara izi olan, denizci birisi geldi. Hanımızı beğendiği için kalacağını, fazla yemek ve yer seçici olmadığın belirtti ve üç altını çıkartıp masanın üzerine avans olarak koydu. Bir gün bana, dikkatli olup, bir ayağı tahta olan bir denizciyi gördüğümde, kendisine haber verirsem, ayda dört peni kazanacağımı söyledi. Ben de kabul ettim. O günden sonra gözümü dört açtım. Akşamlan içiyor, maceralarım anlatıyor, milleti kendisini dinlemesi için zorluyordu. Müşteriler ondan çekindikleri için seslerini çıkaramryorlardı ama her geçen gün de handan çekiliyorlardı. Babam, “eyvah, bu gidişle iflas edeceğiz” diyordu. Aradan aylar geçmiş olmasına rağmen handan gitmeye niyeti yok gibiydi. Bir müddet sonra ne bana, ne de babama para vermez oldu. Gün geçtikçe borcu birikiyordu. Babamla sık sık tartışıyorlardı. Bir tartışma sırasında, babam kalp krizi geçirdi. Gelen doktor, aynı zamanda bölge polisi imiş. Kaptanın eli bıçaklı halini görünce, ona kızdı ve bir suç işlerse hapse tıkacağını belirtti. Ne hazin ki, birkaç gün sonra babam öldü. Babam ölmeden birkaç gün Önce, bîr denizci gelip, “Bili burada mı?” diye sordu. Tarifinden kaptanı aradığını anlamıştım. Bir müddet sonra, kaptan uzaktan görünce saklandı. Kaptan içeri girip oturduktan sonra, birden bire ortaya çıkıp, afallayan kaptanın yanına gidip oturdu. Biraz sonra karşılıklı olarak bıçaklarını çektiler ve kapıştılar. Sonra, bizim kaptan diğerini önüne katıp kovaladı, ama biraz sonra da bayılıp yere düştü. Meğer, sara nöbeti geçiriyormuş. Babamı kontrole gelen doktor onu da muayene etti ve böyle içmeye devam ederse çok yakında öleceğini söyledi.
Yazının Devamını Oku »
Sevdalinka – Ayşe Kulin
|
KİTABIN ÖZETİ
Sevdalinka,belgesel nitelikli bir romandır. Boşnakların tarihteki rolü, Bosna Savaşı ve öncesinde gelişen olaylar kronolojik bir sıra takip edilmeksizin roman kurgusu içinde anlatılmaktadır.
Roman kahramanı, Nimeta, bir inşaat mühendisi ile evli ve iki çocuk annesidir. Bosna Televizyonu’nda haber görevlisi olarak çalışmaktadır. Mesleği gereği, Bosna Savaşının başlamasına kadar ülke içinde meydana gelen olayları yerinde gözlemler. Bu görevlerden birinde Zagreb’de çalışan gazeteci Stefan ile tanışır. Kısa zamanda ilişkileri aşka dönüşür. Nimeta , ailesi ve Stefan arasında bir tercih yapma zorunluluğu karşısında kendi içinde psikolojik bir savaş vermektedir. Aynı günlerde ülke içerisinde de mevcut düzen yavaş yavaş bozulmakta , Yugoslavya Federasyonu muhtemel bir iç savaşa doğru ilerlemektedir. Daha net bir ifade ile , Sırbistan , “Büyük Sırbistan” arzusuyla federasyonu sonu meçhul lakin muhakkak kan ve acı dolu bir savaşa ; faturasını Boşnaklar’ın çok ağır ödeyeceği kanlı bir savaşa sürüklemektedir.
“Yurtta Sulh Cihanda Sulh” düsturunun insanlığın mutluluğu açısından ne kadar vazgeçilmez bir anlam taşıdığını çarpıcı bir biçimde okuyucuya gösteren bir kitaptır.
Yazının Devamını Oku »
Cam ve Elmas
Cam ve Elmas Sadık Yalsızuçanlar |
Sadık Yalsızuçanlar Harakanlı bilge Ebu’l-Hasan’ın yaşamını çarpıcı bir dille anlattığı yeni kitabı Cam ve Elmas ile yeniden okuyucusuyla buluşuyor. Kars’taki Harakani dergâhında geçen olaylar, kente bir belgesel filmin çekimleri için giden ekipteki kameramanın gözünden daha doğrusu, kalbinden- anlatılıyor. İki epigraf ile açılıyor Cam ve Elmas; biri Ebu’l-Hasan Harakani’nin ta kendisinden: “Yeryüzünde yolculuk edenin ayağı; gökte yolculuk yapanın ise kalbi su toplar.”
Aynı Harakanlı’nın kendi hayatı gibi.
İkincisi ise Wittgenstein’dan. “Yüreğimin büklümleri hep birbirine yapışmaya çalışır, ben de yüreğimi açmak için büklümleri hep yeniden çekip koparmak zorunda kalırım.”